13 Ocak 2014 Pazartesi

sevgili kocacığım

Şu dershane baslasaydi da en azından yapacak işim olurdu ne bileyim dışarı falan çıkıyo olurdum en azından. Hem belli mi olur belki de o kıymetli saygıdeğer bi türlü ortaya çıkamayan kocam belki de ordadir ha olamaz mi, olabilir. . Acaba şu an nerde napıyorsun? Bak donup dolaşıp yanima geleceksin bebegim yani hiç igrastirma adami gel işte. Gel bi an önce her sey rayina otursun.

efexor yoksunluğu beter bi şey

Efexor denen lanet ilaci 1 senedir kullabiyorym ve içmedigim her seferinde sanki uzayda yürüyormusum gibi oluyor. Bi mide bulantısı bas dönmesi, bosluk hissi.. bana yazan o doktorun ecdadını seveyim ben. Nasıl birakacam olum ben bunu! 75mg içiyordum dün gittim 37buçukluk aldım. Kendi kendime bırakmam lazım ama yani onun yaptiracagı da azaltarak bıraktırma degil mi.. ben kendim de yapabilirim sanırım heralde galiba. Sürekli gereksiz bi hal var üstümde. Düzeleyim diye gittim daha beterim bu hapın yoksunlugu yüzünden. Umarim daha beter yan etkiler göstermeden kurtulurum. Bi de aylardır kaşınıyorum. Bu ilaçtan mı bilemiyorum..

12 Ocak 2014 Pazar

bademcik degil karpuz mübarek.

Bogazım nasıl agrıyor anlatamam. Şişmiş tek taraf uyutmuyor agzını kırdıgım. Bari bi şeyler yazayım dedim bi yandan ballı sütümü yudumlayaraktan.

Üniversitede bi arkadaş vardı, sinegin diyişiyle "bok gözlü" silik bi tip. Komik eglenceli bir o kadar cılız biri. Şu hayrettin var ya hah onun sarışin hali.. mavi gözlü sivilceli kafam kadar yamuk ön dişi olan bi çocuk işte. Bu çocukla beni eşlemeye çalışsan benzer en ufak noktamız yok lakin bu salak ne demeye aşık olduysa aşık olmuştu bana zamanında gel zaman git zaman geçenlerde bende boşluktan kabul ettim bunu. Sen bir buçuk sene yalnız kal sonra git onu kabul et bendeki de kafa işte.. neyse benim kovboy onu ögrenince dellendi zaten. İzmire ben bu bok gözlüyle görüsmeye gidip kovboyla barışıp döndüm. Yani çok iç açıcı bi izmir ziyaretiydi. Bok gözlüyle çekilmez sıkıcı bir 3günün ardından gelen kovboylu aglama günleri ve mutlu son "hayatımın içine sıçıp bi de üstüne osuran adama dön sen gerizekalı sophi" ve en acıklı kısımsa onu isteyip istemedigimi bilmiyorum. Hayır ben ne zaman bi düzene sokucam hayatımı cidden merak ediyorum.

bogazım ağrıyor da bu konumuzla pek alakalı değil sanırsam heralde galiba

Ölesiye sıkıcı bi hayata sahibim son zamanlarda. Evdeyim sürekli. İş yok koca yok arkadaş yok.. yakındır konuşmayı falan da unuturum ben. Uyuyorym paso. Bir de sürekli yeni yeni hastalıklarım türüyor. Bu arada kovboy kafayı yedi geri dönmek istiyor ağladı kendimi öldürcem ascam kescem falan.. bizim kovboy.. hani şu beni istemeyen it yerine koyan kovboy.. ben istemedim geri gözümün önünde böğüre böğüre ağladı.. sabreden derviş demisler.. ah şu atalarımız hep mi haklı olmak zorundalar.. kafam karışık karışık olmasına da düşünmeye de mecalim oldugu söylenemez. Yani zamana teslim ettim kendimi. Zaten iyi giden bi halt yokken kafamı kovboyla, isteyip istemediğimle meşgul edemeyecegim vallaha. Yazacak pek bi şeyim yok aslinda malak gibi yatıyorum. Herkesi kendimden uzaklaştırıyorum. Arkadaslarımın bitmek tükenmek bilmeyen sorunları boguyor artık beni. Onları dinlemekten kaçtıkça onların daha çok anlatası geliyor ve benim de sabrım tükeniyor carlıyorum. Sonrası küsüyorlar bana.. arkadaşlığıda beceremiyorym. Ve inan anlam da veremiyorum. Nasıl yorulmadan bıkmadan usanmadan karşıdakini düşünmeden 7gün 24 saat o gereksiz aynı konuları konuşabiliyorlar..

Saat 11den beri uykum var ve şu lanet telefonu elimden bırakıp uyuyamadım bi.. neyse iyi geceler olsun sevgili blogcugum. Sanırım bana kalan tek şey sen olacaksın bu gidişle.. sana sahip çıkıp daha çok ilgilenmeliyim.

3 Eylül 2013 Salı

koca bulamayacakmış! döverim lan seni

bu patron teknolojiden uzak, telefonunu bile kullanmayı beceremeyen, mesaj atamayan biriydi. facebook macebook hak getire.. derken bi s4 aldı herif 1 haftadır whatsapp mı dersin, facebookmu dersin aştı kendini. tabi bu burumu niye anlatıyorum bana zarar amk.. görmedim duymadım diyebiliyordum eskiden aramalarını, mesajlarını. şimdidört koldan saldırıyor herif. hayatımdan soğuttular beni yahu.. hele şu telefonumuvar ya fırlatıp kırcam bir gün. bana gelen sümük gibi yapışıyor, gitmiyor lan gitmiyor.

dişçiye geç kaldım bugün. o sebepten dolgu yerine bişiler yaptı ağzımın içinde ama naptı anlamadım. kesip biçtiheralde bi ton kanadı her yanım. yemin ederim atacaktım kendimi bir yerden aşağı, tiksindim kendimden o derece.

çıktım ordan benimgittiğim dershane de bir öğretmen vardı onunla görüştük. oturdum bi kafeye bunu bekliyorum, kafede böyle 15lik veletler, hey gidi diyorum içimden. yanda iki tane kız konuşuyor "çenemi mi deldirsem, babannem eve almaz ama" "ensede dövme de çok güzel görünüyor" "saçımı da yeşile mi boyasam" hepsini yaptım la ben, bakın karşınızda böyle topuklu giymiş, babanne kılığında oturuyorum şimdi.. nooldu o metalci gençlik.. atlicaktım "yaptırmayın ilerde pişmaaan olursunuz, sakın haa" diye de iyice babanne moduna bürünme sophi otur oturduğun yerde dedim sustum. konuşuyor bunlar ben de parça parça dinliyorum bunları derken "ben koca bulamicam" demesin mi! al kafasını sürt masaya. lan sana noluyor, daha 15indesin. ben gelmişim 27ye kocayıbırak sevgili adayı yok, sana noluyor yaniii, noluyor..

allahım ecenin bu saatinde yemek yapıyorum. annem evde yok ve ben 3 gündür açım!!

21 Mayıs 2013 Salı

sus, bir şey söyleme, müziği hisset ruhunun derinliklerinde

bir şeyleri hep kendi elimizle kaybediyoruz aslında. aceleciliğimizden, vurdumduymazlığımızdan, sonunu düşünmediğimizden... hep istiyoruz, hep çoğunu, daha fazlasını, en mükemmelini istiyoruz ama bunun için ne kadar çaba sarf ediyoruz belirsiz.
 de çaba sarf etmekten, isteyip isteyip ulaşamamaktan, hep melankolik bir edada salınıp durmaktan, kimsesizlikten en çok ne yapacağımı bilmemekten ötürü tasalanıyorum. düşünmek istemiyorum aslında ben, formüller uygulamak istemiyorum, stratejiler üretip karşı stratejileri çürütme çabasına girmek istemiyorum. ben yaşamak istiyorum. o sevdiğim insanlara sarıldığım hazla, huzurla dolu bir göğüsle sonsuza kadar tebessümlü suratımla... sonsuz hatta uçsuz diyarlara gidebilmek istiyorum bir göğüs göğsümde atarken. kalp atışlarımızın senkronizesinden dünyanın uğultusunu fark etmemek, düşünmemek istiyorum.
 onun bende bütünleştiğini bilip aklından geçenleri sorgulamadan huzurla kollarımda uyumasını istiyorum. o noktada kilitlenip, o noktada dondurulup, uçsuz bucaksız sonsuzluğa, yokluğa ulaşmak istiyorum.. evet tam anlamıyla bunu istiyorum. kalbimin acıyıp durmasından aldığım hazzın yerini sessiz bir huzurun kaplamasını istiyorum. huzur, sessiz bir huzur..

17 Mayıs 2013 Cuma

sıkıntı

neyin dogru neyin yanlış olduğunu çözemez oldum. kimliğimi tamamiyle yitirdim. çok gülüyorum ki ben kendi halinde asık suratlı bir insan iken herkesle konuşuyorum. herkesle konuşmayı bırak çok mutlu çok güleç çok neşeli falan görünüyorum.. ha bi de orospu gibi göründüğümü de belirtmeliyim. tabi insanlar yaşamıma dair bi fikir sahibi degiller, kişiligime, onuruma, incinmiş gururuma.. menfaat çıkar ve dedikodu peşindeler.. görünen et parçasının altında yatan ruhum hiç kimseyi ilgilendirmiyor. evet sophia nın kalçaları, gögüsleri, verir hacı bu.. yaklaşık 9 aydır memleketteyim ve yüzbinlerce insan çıktı karşıma, çogunu azarladım, denemeye çalıştım tiksindim, dalga geçtim, egledim.. ayrılık acımı bi nebze kurtardım ve yeniden birilerine ilgi duyabilecegimi hissettigim an yine bu engelle karşılaştım.. ben sevilesi bi insan degilim. ben sadece cinsel olarak görülen bi insanım. "çekici" imiş.. koduğumun çekiciligi.. "güzel" miş.. koduğumun güzelliği.. bazen suratıma kezzap döküp alt tarafımı da diksem mii dedigim bile oluyor. o zaman mutlu olur muyum acaba? o zaman insanlar bedenimden önce ruhumu görmeyi başarırlar mı?kodugumun kovboyu da halen şifresini degiştirmedi, halen takip ediyorum zaten tuz birer niyetine.. ama artık eskisi kadar canımı acıtmayı başaramıyor. sanırım ondan yana iyileşiyorum. ama sonuç olarak halen yalnızım. 26 yaşına gelmiş bir kız kurusuyum. kpss ye hazırlanıyorum, dershaneye gidiyorum. orda kantinci amca var, yaşı büyük tonton bi amca.. yakın arkadaşım maki ve ben yapışık ikiz gibiyiz dershanede. geçen gün muhabbet ederken bize şey dedi "sizin ikinize baktıklarında erkekler farklı farklı yanlarına hitap edersiniz" meraklandım sordum nasıl abii diye. maki ye döndü sen dedi içindeki çocuğa hitap edersin, çocuk yanını çıkarırsın bana döndü senin de dudaklarından öpmek ister her erkek... sokayım abi dicektim. sokayım ben kendime...

23 Ağustos 2012 Perşembe

ayrılık sancıları son gaz devam..

bakalım bi neler olmuş...
şimdi, 10 agustosta bi gittim eşyaların büyük kısmını toparladım evden, kovboy iyiydi bana karşı, zoruma gitmedi degil tabi, odama yerleşmiş pezevenk ev arkadaşı. sarılıştık falan, beni metroya kadar bıraktı.. sonra 12 agustosta bi daha gittim. çok kötü oldu kovboy, agladı falan, bende saldım.. sarılıştık, beraber uzandık falan. içimdekilerin hepsini söylemiyorum dedi, özür dilerim dedi, seni çok üzdüm, keşke böyle olmasaydı keşke gitmeseydin falan.. "iyi bak bana, belki son kez görüyorsun" dedim, sonra aglamaya başladı zaten, öyle bögüre bögüre degil tabi, sessiz sedasız gözünden aktı yaşlar.. yine metroya kadar götürdü, çok kötüydü, gitme kal dicek bile sandım hatta. son kez gördüm onu, son kez öptüm, son kez sarıldım.. metro gitti, bakakaldım..
13 agustos akşamı yola çıktık, araba hareket edince msg attım kovboya, "iki buçuk yıl önce yazdıgın "seni sev..yorum" notundan düşen "i" harfini bulmuştum ya sadece, sonunda "m" harfini de buldum, yapıştırdım yerine. şimdi tamam oldu, gidebilirim artık.. iyi kal, hoş kal, hoşça kal.." diye..
15 agustos saat 15:26 da aradı beni, yine bişi bulamadı evle ilgili bişi sölicek sanarak açtım telefonu, iyi misin dedi direk, afallayıp, iyiyim, diyebildim. hı, iyiysen bende iyiyim o zaman dedi. olmadıgım biri olmak istemiyorum falan filan dedi, bende bi kere ol da en azından onca çabamın boşa olmadıgını bileyim dedim, kötü oldugunu söyledi işte.. dün sana mektup yazdım dedi, yolla bana onu dedim, adresimi msg attım falan.. konuşuruz sonra diyerek kapadı. akşamına yolladın mı yazdım, "henüz degil..yarın belki..aslında içinde başka bir şeyle yollayacaktım ama sonra.." yazdı. tabi ben yüzük hayallerine kapıldım hemen. bi kaç mesajlaşma daha oldu sonrasında.. benim gitmem onun kurtuluşu olacagını sanarken sandıgı gibi olmamış, herkes şaşırıyormuş, çok kötüymüş falan.. bugünse mektubu yolladın mı diye mesaj attım, yollamicam beklentiler içinde olma takip etme falan dedi. iki günlükmüş kötülügü, bitti hemen acısı yani.. kapak fotografına da benim resmimi belli olmayan resmimi koymuş, hatta ben bile zor farkettim, bende onunkini koydum. yine huzün çöktü bak. yine kederlerdeyim.. 2günde unuttu mu yani, bu mu yani, çektigi acı bu kadarcık mıydı?? allahım ben bu kadar büyük ne günah işledim ya. umursamıyorken çıktı yine kendini hatırlattı, sonra yine yok oldu.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Elma dersem...

sapıttım iyice a.q! düşünmicem dedikçe aptal aptal işlere bulaşıyorum. şu mamutu seveyim ya nolur tanrım.. benden yoksa büyük çapta bi orospu çıkacak ortaya.. küçük de degil. ne kovboymuş anasını satayım, sikti attı bütün psikolojimi.. düşünmemek için bin tane adamla konuşuyorum, tak aklıma geliyor, fısss.... sönüveriyorum. ne eglendim, ne güldüm halbuki ben bugün. ama amına kodugumun herifi saniyede suratımı leş ölüsüne çeviriveriyor. mamutt, evet mamutt onu sevmeliyim, sev sev sev sophie, seviyorsun onu, uu beybi.. çok güzel bi hareketlenme oldu bende.. la adam daha bugün yatan bi karı için bin tane laf etti, sonra da bana geçmişin önemli degil diyor. şak diye çıkarıvercek ilerde karşıma ya hadi bakalım. "kara" ile de konuştum bugün msnde.. bu da benim camıştan sonraki aşık oldugum herif.. dengesizin önde gideni. şak diye çıkıveriyor zort diye yok oluyor sonra. kamera açtıydım da, ses gitmiyo zannediyorum meger sesi açık unutmuşum. oo muhabbet falan annemler abimler, tam şunu dedigim an sesin açık oldugunu farkettim "ooohooo çok meşgulüm ben, telefonda  25 kişi ile konuşuyorum burdan 50 kişiyleee, hepsi de farklı farklı kişiler heaaa laaaassktrr... anammmm" diyerekten sesin açıklıgını farkettim. kara da karşıda yıkılıyor tabii.. bende daha önce gülerken bu niye gülüyoo diyodumm. meger abimler kimle konuştugumu anlamaya çabalarken bütün konuşmalarımızı da duyuyormuş. kıpkırmızı kesildim, morardım, renkten renge girdim, gülmekten yerlere falan yattım, sonra da hadi görüşürüz diyip çıktım. sonra maki ile bi çocuk üzerinde yarışa girdik, tabi ben memlekette olmadıgımdan bugün başlayan yarışımızı bugün o bitirmiş bulundu.. başarısız oldum. onun dışında ise tüm gün mamutla kameradan görüştük durduk. kanım ısındı da işte yüzyüze görüşmek lazım. aklıma kovboy geldikçe tabi mamut yok oluveriyor ama offff.. olmamalı. kovboy yok artık, olmayacak şeker. sok aklına!!!! mamuttt, uyudun, sana ihtiyacım var, çöküyorum, çöküşe geçtim.. elma dersem uyan, armut dersem uyanma. ELMAAA!!!

7 Ağustos 2012 Salı

finito..

anamlar geldi, ben evi bıraktım geldim. 4ünde geldiler. son günümüzü de rezil kepaze etti kovboy bey zaten ev tıklım tıklım doluydu bi de zatı muhterem arkadaşları doluştu, kuzenini havaalanına yolladık, gece gece, havaalaında facebooklara girip karılarla yazıştı sonra eve gelince de zortlayıp uyudu.. tüm gece ses çıkarmadan sümügümü çeke çeke agladım zaten. sevdim agladım.. bu orospu çocugu için halen aglayabildim yani.. onun için degil aslında kendim için aglıyorum, kendi rezilligim, başarısızlıgım için.. mamutla da evleniyorum. sanki sevecek gibiyim, aşk degil elbette ama da amaaaaaaaaaaaannnnn.. her neyse..

3 Ağustos 2012 Cuma

gebelik testi

iki gündür başım dönüyor, midem bulanıyor.. acile falan gittim, bogazımla alakalıymış. kulaga vuruyormuş o da baş dönmesine sebep olurmuşş.. ama çevremdeki herkes "hamile olmayasın?!!" demeye başlayınca ilk önceleri yok lan olmaz öyle şey derken, hadi olduysa demeye başladım. ve bugün içime düşen kurdun etkisiyle sinege test aldırdım. "1 aspirin 2 gebelik testi!" saatlerce nöbetçi eczane etrafında döndükten sonra cesaretlenip girip aldı sinek, neyse döndük dolaştık oturduk bi yere. ve tek çizgi ile bu oluşan kurtcugumuzu yok ettik..öyle bir şeyin oldugunu düşünemiyorum bile! hele de yeni yasayla aldırma yasaklanmışken!!! allahım sen koru! aklımda hemen türk filmi yarattım zaten, mamuta söylüyorum, kovboydan saklıyorum.. mamut beni böyle kabul ediyor evleniyoruz falan doguruyorum ben. yıllar yıllar sonra, sokakta bi çöpçüyle karşılaşıyoruz ve "yavrum aslında gerçek baban bu" diye çöpçüyü gösteriyorum falan.. neyse, bu senaryoların hiçbirine gerek kalmadı allahtan..
 bu arada annemlerin gelmesine son 2 gün kaldı. 4ü akşamı burdalar.. :((((

29 Temmuz 2012 Pazar

bilmiyorum!..

seni aklımda ne kadar güzel kalmaya zorlasamda, sen öyle bir şey yapıyorsun ki, attıgım bütün adımları geri sarıyorsun.. aklımdan zorum ne de hala seni güzel görmeye çabalıyorum bilmiyorum, ama bu sevgi degil, olmamalı, olamaz.. buna eminim ya da emin olmak istiyorum.. bilmiyorum! ben artık ne dogru ne yanlış onu da bilmiyorum. ben artık sen kimsin ben neyim, ne istiyorum, ne olucam bunları da bilmiyorum.. bilmek isteyip istemedigimi de bilmiyorum.. yok olmak, yaşamamış olmak istiyorum, belki bunu da istemiyorum, onu da bilmiyorum...

28 Temmuz 2012 Cumartesi

o gece!

kalbimi söküp atabilme şansım olsa keşke, beyimi silebilme.. o kadar acıyor ki canım, ufak bi tetikleme yetebiliyor.. şifresini biliyorum, kızla konuşmalarını okuyorum. "verdigin bileklik kolumda hala bana o geceyi hatırlatıyor, uyuma varlıgın iyi geliyor" yazmış kız engin çıktıgında, okudum ve sildim. o gece! ona dokundugu gece.. seviştikleri ve uyudukları gece! allahım, yanımda uyuyor bu adam hala.. beni sevmiyor, başkalarıyla oldu ve pişmanlık duymadı.. gidiyorum ve üzülmüyor, gitme demiyor.. bu adamla uyuyorum hala ve hala canım acıyabiliyor. ve canımın acısını anlatamıyorum bile çünkü bu ona sadece saçmalık olarak geliyor.. allahım bendeki sevgiyi al ona ver lütfen. içimdeki bu yangını dindir. ölmeyi bile istiyorum artık. o kadar çaresizim ki.. o kadar çok acıyorum ki.. nefessiz kalıyorum sanki, yetmiyor.. gözümden yaş akamıyor bile, bögüre bögüre aglamak istiyorum ama hiçbi faydası olmayacagını biliyorum. içimdekileri gözyaşlarımla silebilecek miyim, hayır.. istedigime kavuşabilecek miyim, hayır.. peki eski kovboyu geri getirebilecek miyim!!!.. gözyaşlarımı sil tanrım, al içimdekileri..

27 Temmuz 2012 Cuma

mal olmak bu olsa gerek..

camışın kız arkadaşı mail atmış yine, kız bana aşık oldu sanırım a.q!

"susup köşene cekilmesini ha şöyle öğren bakıyımm sevgilin görmesin diye ordan burdan mesajlar aramalar falan bir ara huzursuz etmeyi başardın ama MUTLU SON ! :) yakında nişanımız var tüm sevenlerimizi bu özel günümüzde bekleriz :D hahaha amacına varamadın hahahha :D fenaaa mutluyumm"

ya rab, salaklık böyle bi şey olsa gerek, bundan mutluluk duyuyor karı.. amacım neymiş ki bende bileydim eyiydi.. :)) ben burda kovboy diye inliyorum, karının dedigine bak.. evlenirseniz ekime, evlenmezseniz tikime kadar..

bende cevap olarak bi mail attım ama sanırım fazla abarttım. daha kısa kesip, açıklamaya yer vermeseydim daha hoş olurdu. hem kudurtayım, hem de salak artık hakkımda yanlış düşünmesin diye çaba harcadım, abartı oldu biraz.. sadece göt edip bırakmalıydım aslında..

"yemin ederim malsın :) böyle bir şeyden mutluluk duyabiliyorsun ya ne diyeyim zavallıcık :) benim götümü kaldırmaktan başka bi şey yapmıyorsun inan. sayende kendimi baya bi şey sandım..keşke seni de görebilsem. bu kadar zavallı, ucube insan neye benziyor merak ediyorum. bu kadar düşürme kendini ya, vallaha düşürme, aciz olma, güçlü ol azıcık.. sen beni düşünmekten mutlu da olamazsın evlensende :D eline baktıkça beni hatırlarsın, naptı sildirdi mi dövmeyi :)))
anlamadıgın şey şu ki sevgilin daha yılbaşında bana senin için ölüyorum yazmıştı, pardon nişanlın diyeyim.. sen var mıydın o dönem bilemiyorum, ama halen mesajını silmedim duruyor, her türlü kanıt var yani ;) ve ben o mesajına güvenerek onu aradım.. ve senden de haberim yoktu.. ve tek derdimde benimkini kıskandırmaktı :) sen neyin derdindesin ? bunu bi anlasam.. adam benim peşimde koşuyordu, ben degill!! sok aklına şunu :) inan bana camışı isteseydim seni bile öldürürdüm o kapasitede bi insanım. sen gibi car car edip kendimi küçültmem :) camış sana ne diyor bilmiyorum ama sen onu halen tanımamışsın, yazık sana :) ve o küçük beynine sok, ben üniversite mezunuyum, egitimliyim, güzel bi gelecegim var, güzelim ve sünniyim.. camış gibi beş parasız adamlarla gelecegime gölge düşürmem. :) ayrıca alevi o, görüşlerimiz ayrı..(burda alevileri kötülemiyorum yanlış anlaşılma olmasın, görüş farkından bahsediyorum..parantez kısmı kıza attıgım mailde yok tabiki de)  hay yarabbi, eglenceli kızsın vesselam, iyi eglendiriyorsun beni. inan çok gülüyorum sana :))) ara ara yaz, özletme kendini :) sana cevap vermemin tek sebebi de bu zaten :) ilk başlarda ciddi ciddi sana bişiler anlatmaya çalışıyordum lakin kapasite sıfır oldugundan, gül geç yapıyorum artık :)) ilahi ya, vallahi güldürdün beni..

26 Temmuz 2012 Perşembe

ya şundadır ya bunda...

 şimdi ciddi olarak bi çavo var, bi de mamut. mamut, facebook sayesinde buldugum ilkokul arkadaşım oluyor. kardeşim derdik biz bunla birbirimize, camıştan ayrıldıgımda da çok destegini görmüşümdür. her sıkıntımda hep destek olmuş iyi bi insandır kendisi.. bunun ilkokul 3. sınıftayken annesi vefat etmişti. sınıfa geldiler aldılar falan, sonradan ögrendik ki asmış kendini annesi.. yani duygusal bi çocuk, aynı zamanda çok iyi.. tip olarak, ımm kısa boylu, çok çirkin degil lakin çok yakışıklı da sayılmaz.. neyse yie konuşuyorduk benim dert tasa mevzularından, ben görücü usulü evlenecegimi söyledim, bu da benle evlensene dedi, sakayla başlaren bi baktık biz ciddi ciddi evlenmeye karar vermişiz..evlencez falan diye muhabbet ediyoruz da kimse benim evlenecegime inanmıyor be arkadaş. hani insana kırk kere söylersen bi şeyi, olur! kırk insandan da aynı tepkiyi aldım ya, kimse ciddiye almıyor beni, neredeyse bende ciddiye almamaya başlayacagım kendimi.. hoş ciddiye de almıyorum sanırım. davulun sesi uzaktan hoş geliyor sadece. ciddiye bi binse benim etekler tutuşur.. birazda kovboya kaybettin lan beni havası yaratmak heral niyetim..
 neyse, gelelim çavo ya, onunla da denizde tanıştık. ben çevreye "uu beybi" "cıvır cıvır, gel yamacıma" diyerek bakarkene 2 cıvır arkamıza yanaştı, alllaaahhh dedik, tabi hepsi benim diye atıldım ben. neyse denize giricekken seslendi bu çavo, eşyalara ben bakarım siz çıkınca da size veririm ben girerim dedi. iyi hoş dedik, ama böyle bildigin havalıyız "cıvırlarrrr gelin lan" diyen kızlar yok, gayet şaşırmış, aa aa biz namuslu ızlarız, bizle sadece eşya bakma konusunda muhabbet edebilirsiniz edasındayız. neyse girdik çıktık falan, onlar emanet etti, arabanın anahtarıı ve üstünde yazan "volvo" yazısını görmemizle beraber gözlerimizde dolar işaretleri belirdi. çeşmeye giderken otobüste de "arabalı birini bulalım da dönüşü beleşe getirelim" dediydim. dilek kapım açıkmış keşke dogru düzgün bi dilege harcasaydım hakkımı anasını satayım. zengin olmayı dileyebilirdim ya da ne bilim kovboy kör kütük aşık olsun, beni unutamasın, aşkımdan yanıp tutuşsun falan diye hakkımı düzgü dileklere kullanabilirdim.. neyse kısmet dönüşü beleşe getirmeyeymiş. bir iki emanet derken bu denize girecek, eşyaları bıraktı, yarım agızla "sende gelsene" dedi kaçtı. bi süre kaldım ben öyle yerimde, süzgeçte geçirmeye çalıştım baktım olmadı, döndüm sinege "bana mı dedi lan bu, ne dedi? noluyo lan" derken şöyle aradan zaman geçti koştum gittim. tabi onun çagırmasıyla gitmemiş edasındayım. gözde görmüyo benim zaten, bodoslama yürüyorum, hadi lan çık karşıma diye dua ederk. derken lönk diye çıktı karşıma, başladı konuşmaya.. neyle geldiniz sizi bırakalım dönerken, yemek yediniz mi beraber yiyelim.. falan fıstık çıktık denizden. dönüş saati geldi, davet ettiler beraber dönmeye karar verildi ve döndüükkk... belli herif baya bi zengin, belli bana ilgisi var.. hadi numaranı ver, numaramı iste falan derken indik arabadan, el sıkıştık, "gitti canım paracıklar, lan a.q bu muydu yani, istemicen mi lan numaramı, gidiyom lan hayvan" derken tam döndüm boynum bükük gidiyorum "seninle konuşgjkgşjkgjlghlj..." yine döndü gitti a.q, yine beyin amcıklaması yaşadım bi süre, ne dedi lan bu diye sinege baktım o bana baktı.. döndüm ben mi, efendimm? evet sen dedi.. gittim, numaramı istedi falan filan işte.. sonra da dışarı çagırdı ertesi gün. bildigin kırooo, çavoo ve benzeri bütün laflar.. şimdi ben hangisini seçmeliyim a.q!

25 Temmuz 2012 Çarşamba

ayrılıgın evreleri 3

 ayrılıgın ilk evresi, inanmama dedik. o evrede ayrılıgı kabullenmemiş oluyorsunuz, şaka, rüya falan sanıyorsunuz. geri barışacaksınız hopp eskisi gibi olacaksınız gibi hayalleriniz var bu dönemde..
 sonra ikinci evreye geçiyorsunuz. böyle bi sosyalleşme, bi kahkaha atma, bi insanlarla muhabbet etme dönemi. bu sosyal dönemde önünüze gelene mavi boncuklarınızdan teker teker dagıtmaya başlıyorsunuz. sokakta yürürken bile gördügünüz her er cinsi potansiyel sevgili adayınız oluyor. "hepsinin amına koyucam lan" gibi abzürt düşüncelerle her yana gülücük saçıyorsunuz.. (korkmayın. öyle bi şey yapamayacaksınız. bi orospu çocuguna denk geleceksiniz ve o sizinkine koyacak, emin olabilirsiniz)
 sonra 3. evreye geçiyoruz, ipi çözülmüş danaya dönme dönemi oluyor bu dönem. bu dönemde bi ton aday toplamış oluyorsunuz, hepsiyle fingirdiyorsunuz sürekli telefona mesajlar yagıyor falan, onunla bununla görüşüyorsunuz. bi bok falan sanıyorsunuz kendinizi..
 sonrasında 4. evreye atlıyorusunuz. bu dönem agresif dönem oluyor. hepsine sinir olmaya başlıyorsunuz. hepsinde onu arıyorsunuz ama bulamıyorsunuz. hepsi ucube gibi görünüyor gözünüze. isyanlara başlıyorsunuz. ben sevemicemmm, sevemicemmm.. götüm gibi bunlarrr, istemiyorum bunları... diyerek yırtıyorsunuz kendinizi. size eskisinin tek mesaj atması bile dünyayı bahşedecekken, onlardan gelen gülü kıvırıp götlerine sokasınız geliyor. arkadaşlarınızdan çıkarıyorsunuz hırsınızı. herkesi azarlamaya başlıyorsunuz.
 işte şuan tamda bu dönemdeyim..en acısı da kovboyla hala aynı evdeyim. bi de her şey çok iyiymiş gibi, normaliz. mutluyuz falan.. ama ben gidicem. o karılarla yattı. ben bi başkasına evlilik vaadi verip, yandan bi başkasıyla da fingirdemeye başladım falan..
 bu arada geçen gün, ımmm 22 temmuzda sinekle denize gittik, çeşmeye. orda zengin oldugunu umdugum bi herifle tanıştım. arabası falan var, ama bildigin çavoooo.. kırmançii... bu kırmançinin adı, çavo olsun. evlilik vaadi verdigim ilkokul arkadaşımın adı da mamut olsun.
 evrelere devam edebilirim, adım gibi biliyorum lakin sıcagı sıcagına, evreleri atladıkça yazma taraftarıyım.. o sebepten şimdilik bu kadarı yeterli..

13 Temmuz 2012 Cuma

ayrılıgın ilk evreleri 2

dün gece yine karılarla barakadaydı.. sabaha karşı 5 gibi aradım, karılarla oldugunu söyledi açık açık, geçenkiler mi dedim, hayır dedi.. ianamıyorum ya. şu hale inanamıyorum. üzülemiyorum, aglayamıyorum bile. daha bi gün önce benimleydi. bana bi ton laf söylediydi.. salak gibi ben yine yumuşadıydım ve ertesi gün.. allahım bu kadar büyük ne günah işlemiş olabilirim ben!

12 Temmuz 2012 Perşembe

ayrılıgın ilk evresi, "inanmama!"


terkediyorum izmir'i. evet, ben, asla ve asla bu evden gidemeyecegimi düşündügüm ve düşündügünüz ben gidiyorum. halen inanmıyorum. halen bişi olucakmış ben gitmeyecekmişim gibi geliyor.. eşyalarımın bi kısmını yolladım. hatta kovboy kendine ev arkadaşı bile buldu.. ama halaa, sanki, gitmicem.. sanırım eve vardıgım an dank edicek. kaç gün, kaç saat, kaç yıl aglarım bilmiyorum. nasıl kabullenirim, nasıl ederim hiç fikrim yok.. allahım bana dogru yolda ilerleme azmi ver. hakkımda hayırlı olanı gönlümde razı eyle. benim sevgimi al, ona ver. üzüntümü al, yerlere ser.. allahım, sen istedikten sonra yerle gök yer degiştirir, sen iste yeterki.. lütfen elimden tut..
ablam ankaradan iş bakıyor, en iyi erkek arkadaşımla kaderimize küsüp evlenme kararı aldık. içimizi dışımızı biliyoruz, özümüzde iyiyiz, elalem üzüyor, çocuk istiyoruz, sözleşmeli evlilik..
saçmalıyor muyum, bilmiyorum. ama kurtulmak için çırpınıyorum işte. elimden fazlası da gelmiyor. mantıkla hareket etmeliyim. artık kalbimin kapısını kapatmalıyım, ona söz hakkı vermemeliyim. sıçtıgımın kalbi nerde bok varsa ona saplanıyor. yok sana bi daha söz, bok ye sen!

6 Temmuz 2012 Cuma

kovboya mektup..


kendimi kandıracak bir bahane bile bulamıyorum kovboy, bahanelerimi bile çürüttün. önceleri ne yaparsan seni bi yerde haklı buluyordum. hep kendimi suçluyordum.şimdiyse şöyle bir geçmişe baktıgımda senin için düşündügüm her şeyin ne kadar yanlış oldugunu görüyorum
gözlerinde acı görürdüm. gerçekten acı çektigini sanırdım. acı çekmeni de tek sebebe baglardım, "beni istiyor, seviyor ama kabullenemiyor.. ben ona yanlış yapmazsam, ona kendimi tanıtırsam, içimdeki beni görürse fikri degişir, bana güvenir, gözlerindeki acı geçer" dedim hep kendi kendime.
sana bi kere sormuştum, gitmemi gerçekten istiyor musun diye. sende demiştin ki, "sana git desemde gitme, gerçekten istedigin için kaldıgını bileyim.." ben bi tek bu söze bakarak diger bütün söylediklerini duymazdan geldim. gitmemi istemiyor, ama mecburiyetten kalmamdan korkuyor, ondan sıkılıp sıkılmadıgımı, gerçekten yanında kalmayı isteyip istemedigimi görmek duymak bilmek istiyor diyordum kendime. ne kadar safım degil mi..
sana umut vermedim, sana söz vermedim, seni sevdigimi söylemedim diyorsun hep. bana sarıldıgında o kadar sahiciydin ki ben bu sebepten söylediklerini duymuyor sadece yaptıklarına bakıyordum. ama sen herkese aynılarını yapıyormuşsun.. düşünüyorum ona da sarılışını, sarılıp uyuyuşunu, koklayıp bana dediklerini diyişii, önemseyişini ve o zavallı kızın da benim gibi bunları sahici sanışını.. bana sarılman bile benim için bi umuttu. kendimi özel sanmamı sagladı..
ben yoktum ihtiyacını gidermek için yaptı bile diyemiyorum. çünkü sen onu hayatında tutmaya devam ediyordun ve edecektin.bi aralar demiştin ki, aldatırsam bile sen içimde özel kalırsın, senin yerin ayrı olur, içimle aldatmam, o sadece o iş için olur, sadece bir günlük, aynı kişiyle devamı gelmez, içimdeki hayvanı dindirmek için olur diye.. içinde de dışında da özel kalamamışım. beni kaybetmemek için degil de onu kaybetmemek için çaba harcadın o gün.
kendimi onca zamandır suçladıgım için içim acıyor. yeni tanıştıgın bir kız için beni kaybetmeyi göze alarak "hepinizi seviyorum" diyecek kadar önemsiz oldugumu görmek, benim sandıgım her şeyin bi başkasının oldugunu düşünmek, sandıgım kişi olmadıgını görmek, yaptıgın her şeyin taktik, numara, oyun oldugunu ögrenmek, vs vs.. hepsi içimi acıtıyor.
ben sana sarılıp uyumayı özlerken, senin başkalarıyla uyudugunu bilmek!!!
içimdeki acıyı anlamanı beklemiyorum senden. hatta öyle bi karakterdeymişsin ki, sen benim acımla dalga geçersin anca. boş bunlar senin için.. ama benim için degiller. söylemezsem bunları içim çürüyecek, beynim kazınacak. dalga geçecegini, önemsemeyecegini, bunların senin için boş şeyler oldugunu bile bile yazıyorum. felsefe yapmaya çabalama o sebepten..
bi film izlemiştik senle, adam karısını karısından çirkin bi kadınla aldatıyordu. çirkin kadın adamın karısını görünce mahvolmuştu kendinden güzel diye.. sende bana sormuştun, senden güzel olursa mı çirkin olursa mı daha çok canın acır diye. bende demiştim ki, "benden çirkin olursa.."
güzel olursa eger, "o benden güzel, bu sebepten yaptı" diyebilecekken, çirkinken "demek bu kadar berbatım" hissi uyanır insanda. keşke benden güzelini bulsaydın engin. daha az acırdı belki canım..

5 Temmuz 2012 Perşembe

bu kadarını da hakettim mi ki bilmiyorum..

rüyamda bile kızı gördüm. tam hatırlamıyorum ama hatırladıgım şu, kızın yanında arkası dönük bi erkek var, ben kovboy sanıyorum onu, bir dönüyor ki camış çıkıyor.. noluyo lan diyorum, noluyor! kim bu kız, hem kovboyu hem camışı elden geçiriyor. yuh diyorum, komplo mu lan bu diye koşturuyorum arkalarından.. onlarsa yürüyüp gidiyor.. ikisinin de beni aldatmış oldugunun kanıtı oluyor sanırım bu..
az önce ne yapacagıma dair tamamen karar verdim. büyük eşyalarımı memlekete yollayacagım kovboya göstertmeden. ablam da bana x şehrinde iş bakıştırcak, o olmazsa y şehrine gidicem.(az sonra şehirlerin adını neden yazmadıgımı anlayacaksınız) hiç haber vermeden, belli etmeden. son gün beraber uyuyalım dicem, o bilmicek son gecemiz oldugunu. sabahında yolcu edicem onu o bilmicek son görüşü oldugunu. gidicem.. numaramı,her şeyimi yok edip gidicem. bu blogun adresini de ona bırakıcam. okusun.. nereye gittigime dair hiçbi fikri olmasın. off, vermesem mi ki.. şimdi bunu okursa yaptıgım gidişin etkisi azalır sanki, artar mı yoksa?! bilmiyorum. düşüncem bu konuda biraz daha..
gidicem burdan, kesin kararlıyım. dokunamam ona, aglarım, midem bulanır. unutamam.. görüntüler dönüyor zaten gözümün önünde, geçmez ki, geçemez.. zaten sonu yoktu. kurtuluşum oldu belki de.

izmir fahişesi!


kovboy ben memlekete gittigimde biriyle yatmış! yüzüne bile bakmıyorum. bitti..
eger ki orospu isteyen varsa izmirde, kızın adını verebilirim. gidin sikin orospuyu. amın karısı ilk günden koynuna girmiş ve utanmadan da itiraf ediyor bunu! verici yani. alıcı varsa isim soyisin ulaşım falan her bilgisi ulaştırılır. itinayla!!

1 Haziran 2012 Cuma

inciraltı

bugün inciraltına piknige gittik kovboylaa, çok güzeldi, çokk çok... çok mutluydum bugün.. benden böyle bi cümle beklemezdiniz biliyorum ama, malesef, arada bende mutlu olabiliyorum.. pisiklet sürdüm ben büssürü. pisiklet sürebiliyooommm, holeeey..

30 Mayıs 2012 Çarşamba

bugünü hayatımdan sileyim, yeniden baştan başlayalım olma mı??

2 gündür kovboyun teyzesinini gezdiriyorum. almanya dan geldi, havaalanından gidip ben aldım. kadını tanımıyorum, resmini bile görmemişim, kırmızı karanfil misali kıyafetlerle bulduk birbirimizi.. böylece kovboyla en son kavgamız üzerinde duramadık, gece gelmeyecegim demişti ya, saat 4 gibi gelmeyecek diye beklerken geldi, konuşmadık etmedik, kedi de yatagına işedigi için yanıma yatmaya mecbur kaldı o gece. hoş işemeseydi de yatardı belki, bilemeyecegim.. sabahına da teyzesi geldi, arada kaynadı gitti o muhabbet..
citibankın mülakatına gitmiştim bir hafta önce, 2. mülakata çagırdılar, bugün oraya gittim.felaket felaket üstüne geldi, agladım falan zaten yolda.. berbattı..
ilk olarak kuaföre gittim, kadın resmen deşti kaşımı, kıpkırmızı olmam bi yana yara bere içinde kaldım, makyajı da yapamadım zaten kadın başımda durdugundan, beceremiyorum iyi zaten, biri izleyince hiç yapamadım. gömlegimin çanta taktıgım kısmıda bu arada kırıştı.. derken çöktüm ben zaten. sonra bindim otobüse, inecegim yere geldim otobüsten iniyorum tam çaattt, benim bilek ikiye katlandı, allahtan tam önümde bi amca duruyordu, resmen sarıldım amcaya yere yapışmamak için.. yanda teyzede, "aman allah korudu, topuk gitti topuk" derken iyice kıpkırmızı oldum ben. aradım annemi başladım aglamaya.. zaten iki gram makyaj yapmıştım o da gitti.. makyaj yok, kaşlarım yara bere içinde, gömlegim kırışmış, lanet olası topuklularla yürüyemiyorum, moralim nasıl kötü anlatamam.. sinek'in iş yerinin oralardayım, sinekle de konuşmuyorum, o an o kadar kötüydüm ki onun oraya gidip toparlasam mı kendimi diye bile düşündüm. sonra dedim sophi, o kadar atar yaptın, kuyruguna baka baka dönmek olmaz, tükürdügünü yalayamazsın.. neyse yürüyorum aglamamı durdurmaya çalışarak derken yagmur başlamasın mı.. allahım ben öleyim bugün dedim.. dedim vallaha. gittim görüştük, kadın bana demesin mi, çok mutsuz görünüyorsun sen yaaaa, diye.. toparlayayım derken, yaşadıklarımı anlatmaya başlayarak sanırım daha da sıçtım ve sıvazladım.. eve geldim sonra aglarken aglarken uyuyup kalmışım..
iş bulamicam ben.

27 Mayıs 2012 Pazar

yine melankoli..

"maki"ye yazdıgım mesajı buraya kopyala yapıştır yapmam, şuan içinde bulundugum durumu anlatmaya yeterli olur sanırım..

"her şeyden sıkıldım. arkadaşım yok, dışarı çıkmaya kalksam çıkamıyorum, kimse yok.. yani öyle yanında canımın sıkılacagı, umursamadıgım adamlar bile yok. bana asılanlar koleksiyonumdan seçip sadece can sıkıntım gitsin diye görüşebilecegim bile kimse yok.. anlayacagın, herkes bana yabancı burda! bi tek kovboy var, o da ben uyanmadan gidiyor ve gece 2lerde geliyor, geldiginde de bilgisayarına oturuyor.. konuşmayı bile unutcam. ve bana olabildigince kötü.. ve başka karılarla fingirdiyor diye de düşünüyorum. zaten hepten umursamıyor beni..bunlarA ragmen kopup gelemiyorum memlekete.bırakamıyorum onu.. ki memlekete geldigim vakit mutlu olacagımdan şüpheliyim, aynı senin mutsuzlugunun sebeplerinden kaynaklı olarak. burda kimsesiz, yapayalnız, çaresiz, bi umut beklemekten yoruldum. umut yok zaten, ben kendim, noktaları astigmatımla büyütme çabasındayım..memlekette de mutsuzluk var.. kaçıp başka şehre gitsem, yine mutsuz olucam. iş yok, hamburgerci olmak en son istegim. çok bi bok olmasa bile ben o okula yıllarımı verdim. garsonluk yapacaktım, hamburgercilik yapacaktım okumasaydım en azından şimdi oralarda kariyer yapmıştım ya da bi ton para harcamak yerine bi ton birikim yapmıştım. ders çalışmıyorum ki kpss yi kazanayım, iş nasıl aranır, mülakatta nasıl konuşulur bilmiyoruym ve arastırmak da işime gelmiyor, istemiyorum, hiç bir şey yapmak istemiyorum. hiçbir şey
yapmamakta istemiyorum. işte bunların arasında sıkışıp kalmış bi vaziyetteyim. ne geri gidebiliyorum ne ileri.. ne yapmak istiyorum ne yapmamak. ne konuşmak istiyorum ne susmak..beni anlayabilecek en iyi insan sensin. en büyük sorunum da kimseyle konuşamamak..kimsenin anlamayacagını ya da önem vermeyecegii bildigimden anlatmak istemiyorum, sana anlatmaya çalıştıgım da buydu.. ne derdim olursa olsun, kimse önemsemeyecek, anlamayacak, geçiştirici cevaplar verecek.. daha çok canım sıkılacak. kovboya anlattıgımda da beni anlamamaya o kadar müsait ki, saçma sapan yargılamalar yapıp daha çok canımı sıkıyor, ona da anlatmak istemiyorum o sebepten. ama içimde yaşaya yaşaya, içimde öle öle de bi bok olmuyor..anlattıgım da da bi bok olmayacak biliyorum..her neyse, başta bile ne yazdıgımı unuttum. öyle, elim neye götürürse onu yazdım, anlamasan da, önemsemesen de, en azından içimden bir parçayı koparmış oldum..en azından önemsemesen bile beni yargılamayacagını biliyorum kovboy gibi. başka saçma yönlere çekmeyecegini biliyorum..en büyük sorunum kovboy sanırım. kurtulamıyorum da.ölsem kurtulur muyum onu da bilmiyorum.nereye gidicez, nolucaz..yok olacagımın kesiligine emin olsam dkk durmayacagım.
bakıyorum şöyle herkes bi yerlerde bişiler bişiler.. mutlular! çogu evlenmiş, çocukları olmuş, işleri güçleri var düzenli hayatları var,vs.. ve bu insanların çogu düzgün insan da degiller, yaptıgım şeylerden mi desem.(dıtdıt) gün sonra 25i bitiriyorum, degil evlenmek, degil koca adayı bulmak, koca olmayacak adayla yolumu tıkıyorum.düzenli bi hayatım olsun olsun diyorum da, hadi diyelim ki buldum, evlendim vs.. ben ev bakabilecegimden şüpheliyim.benden kadın da olmaz anne de..bu evi hergün ama hergün derli toplu tutmak anlamına gelen bi durumken benim evim yılın bir günü anca derli toplu oluyordur.çocuk istiyorum güya, kendimi besleyemiyorum ben daha. üşengeçligimden yemek yemiyorum, nasıl bi çocuga bakabilirim ki ben.. yani bakıyorum da aslında istedigimi sandıgım şeyler istemedigimmiş gibi görünüyor.resim çizmeyi seviyoruuummm, diyorum elime kalemi alıp bi çizgi bile çizmiyorum.fotografçılık yapmak istiyorum diyorum, bi tane fotograf ekmeye tenezzül etmiyorum..illa mükemmel seviyede malzemeler sahip olmam gerekmiyor, yapabilirim ama yapmıyorum..boş duruyorum, tamamen bomboş..ne
istedigimi bile bilmiyorum, beni neyin mutlu ettigini bile..böyle bişiler işte.."

isimler ve yerlerde oynamalar yaptım tabi ki, umarım atladıgım yer yoktur.. bunu yaparken sagolsun kovboy bey arayıp canımı sıktı yine, yorgunmuş, barda kalacakmış. kavga ettik, küfür saydırırken suratına kapadım, şimdi msg atmasını bekliyorum, tehdit dolu.. umarım atmaz. daha fazla canımı sıkıp, konuyu uzatmasını istemiyorum. allahım, ne bok çukuruna düştüm ben böyle.. şu hayatıma bak, şu yaşadıklarıma bak.. şu acizligime bak..

25 Mayıs 2012 Cuma

büyü yapmayın! ve özür dilerim..

dün kız için sürtük diye bahsettigim için çok üzgüüm, harbiden delikanlı kızmış, o duyamasa da burdan özür diliyorum ondan.. dün gece yatakta kıvrandım durdum. kalktım telefonunu kurcaladım aramışmı diye, aramamış. kaydetmiş mi diye baktım yok kaydetmemiş.. allahım napcam nedcem derken sabahı ettim.. kalktım bilgisayardan büyü dualarına falan baktım o derece sapıttım yani.kafayı yicektim ya resmen. bişi buldum böyle okuyorsun suratına üflüyorsun falan.. yapayım dedim. okudum duayı koştum uyurken suratına üfledim halime gülerek. yattım döndüm durdum yatakta, yokk arkadaş, uyuyamıyorum.. dayanamadım döşedim kıza mesajı.. yollasam mı yollamasam mı, kovboy duyarsa bu sefer ölüm çıkar bu evden derken içinde bulundugum halimin daha kötü olduguna karar vererek bastım göndere. tabi üç buçuk atıyorum.. mesajda da kıza resmen yalvardım sakın ama sakın kovboya benden ve bu mesajımdan bahsetme diye. sabah mesaj gelmiş kızdan, özür dilemiş bi ton.. en son kız mesaj atmıştı facebooktan, izinliydi bugün hiç yalnız bırakmadım yazamasın kıza diye, tırsıyorum çünkü kız bişi dicek diye.. (ha bu arada büyüye geri döneyim, gün içerisinde 2 defa kavga ettik. yok anam büyüler ters tepiyor, ne zaman yapmaya kalksam ertesi gün daha beter oluyoruz.) neyse ikinci kavgamızı sanırım kıza mesaj atabilmek için yaptı pezevenk.. baktı rahat bırakmıyorum, kavga çıkardı, kovdu odadan.. ve hemenn kıza mesaj yazmış. daha yeni baktım, kız engellemiş bunu. allah razı olsun ya, bulup alnından öpmek istiyorum o kızı şuan. bi teşekkür mesajı mı yazsam diye düşünmüyor degilim.. kovboyun bundan haberi olursa var ya beni dümdüz eder. ama o kadar kıskanıyorum, o kadar gözüm kara ki buna ragmen yapıyorum bunları..

tanrım, ben bu kadar sevip, bu kadar isterken, bu kadar çabalarken reva mı bunlar bana.. belki hayırlısı bu degil diye oldurtmuyorsun, ama her şey senin kudretinde degil mi, sen istedikten sonra bunu hayırlı da kılabilirsin. ne olur bana bunu çok görme..

23 Mayıs 2012 Çarşamba

şu karıların hepsini s.kip s.kip azaltmak istiyorum, kalmasınlar, hepsi yok olsun, bi ben kalayım!!

biliyorsunuz ki kovboyun şifresini biliyorum, lanet bir sürtük mesaj atmış, bizimki de cevap vermiş.. konuşma gayet sıradan, ama sürtügün amacını biliyorum. benimkinin de yapmayacagını biliyorum lakin içim hiç rahat degil. kızı bulup öldürene kadar s.kmek istiyorum, yemin ederim.
1993lü, inanabiliyor musunuz, o tarihte dogmuş bir veledi kıskanıyorum. daha geçen seneye kadar annesi götünden bokunu temizliyordu o kızın!
şu liseli kızlar var ya, hepsini bir odaya kilitlemek ve vur allah vur, akıllanana, kendilerinden büyük heriflere sarkmamalarını gerektigini ögrenene, ben ve benim gibileri sevgilerinin aklını çelmeye çalışmamaları gerektigini anlayana kadar burunlarını duvara sürtmek istiyorum..
bende liseli oldum arkadaşım, hiç ama hiç büyüklere sarkmadım. onlar bana sarktı hep. ve ben büyük bir olgunlukla "sübyancılarla işim olmaz" diyerek kovaladım yanımdan. bi de annem benim gençligimden şikayet eder, böyle kızı olsaydı napardı acaba..

işten çıktıgımı söylemişim en son, memlekete gidip geldim bu esnada. gelmeyecektim daha da reprezantlık sınavına çagırdılar, koştum geldim bi bok olacakmış gibi. süs köpegi gibi giyinip gittim sadece, yetiştiremedim sınavı.. önüme bildigin koca bi ansiklopedi koydular anasını satayım, yap yap bitmiyor. zaten oraya gittigim ilk anda moralim sıfırın diplerine indi. karılar mini mini eteklerle, kuaförden çıkmış hallerle gelmişler, bense onların yanındaki kül kedisi misali yataktan kalkmış gelmiş modundayım. üstümdekileri çıkarıp götüme sokayım istedim o an o karıları görüce.
acep nereye saklansam beni daha az insan görür düşüncesiyle pıstım bi kenara izlemeye başladım herkesi. düşündüm, acep bende mi onlar gibi görünüyorum ki? takım giymişim işte her ne kadar mini olmasa da, ayrıca 25 yaşındayım az degil yani.. kendimi hala beş yaşıdaki minik kız gibi görmekten vazgeçmem lazım artık. sanki onlar koca koca insanlar bense onların yanında küçük salak kız çocuguymuşum da evcilik oynamaya gelmişim gibi geldi. ne işim var lan bunların arasında derken bi yandan da onların ne işi var lan burda, gencim, yeni mezunum bu iş benim olmalı asıl diye düşünmedim de degil. ama bu düşünceler de pısmama engel degildi..
dün de bi bankanın kredi satışı için görüşmeye çagırdılar. hayatımın ilk mülakatıydı ve tabi ki de berbattı.. eve geldim agladım bi ton ben nasıl iş bulucam diye. kovboy da agzıma sıçtı, lan daha mezun olalı 2 ay oluyor, adamlar iki yıl iş bulamıyor ne diyorsun sen diyerek.. kaç yıldır okuyorsun, tatili hakettin, tatil olarak gör dedi, şerefsiz bazen çok iyi noktalara deginebiliyor. o an salya sümük aglarken sanki asırlardır iş arıyorum da bulamıyorum da asla bulamayacakmışım gibi geliyordu bana.
her neyse, bak yine geldi sürtük aklıma. sana günlügümü okutmak istiyorum yazmış, orospu! benimki cevap yamamış henüz, bakalım yazacak mı!! allahım yazmasın, güzelim, çekiciyim, seksiyim, sevgim ve sadakatim sonsuz, lan bunların hatrına yazma bişi ona pislik herif!

27 Nisan 2012 Cuma

kafasını ezsem, nolur,azcık...

tek kelimesiyle kendinden tiksindirtmeyi başarıyor şu kovboy! kafasını ezesim var şuan, önümde puzzle yapmaya çalışıyor, topugumla kafasını tuzbuz olana kadar ezmek istiyorum, evet istiyorum. ciddi ciddi istiyorum. ne buluyorum ya ben bu malda, anlamış degilim! bugün isten istifa ettim, belden aşagım tutmuyor artık, iyice sakatlanmadan bırakayım dedim.otobüsle işe istifa vermeye giderken de bayıldım otobüste..
hala önümde kafası, azcık ezsem ki nolur..

20 Nisan 2012 Cuma

izmir metrosu

öyle bi metroya bidim ki geçenlerde evlere şenlik, tamda olaylar benim vagonumda gerçekleşti.. herkes video ya çekiyordu, şimdi baktım da yayınlamışlar.. adam "yayınlayın yayınlayın izmir de hayat var iki olarak yayınlayın" diyordu. yayınlaşışlar, "izmir de hayat var metro", izleyince o kadar eglenceli gelmedi lakin yıkıldım ya.. düşünsenize metroya binmişsiniz bi adam yavaştan şarkı söylemeye başlıyor, sonra bakıyorsun ortada dans ederek şarkılar türküler okuyor, sonrasında arkadan yaşlı bi amca vaaz veriyor, sonra bunlar birleşip beraberce şarkı söylüyorlar falan.. evlere şenlikti. neyse ki videolarda görümüyorum, tam yerine pısmışım..

5 Mart 2012 Pazartesi

kovboydan başkasını istemiyorum.

o kadar sıkıldım ki, bayıldım öldüm resmen. hayır ben kovboydan başkasını istemiyorum. ne kadar kötü olsa da onun kadar yanında mutlu oldugum kimse yok. kimse onun kadar huzur vermiyor, kimsenin yanında onun yanında kalmak istedigim kadar uzun kalmak istemiyorum. kimseyle onunla ettigim kadar muhabbet etmek istemiyorum. ben onu istiyorum tanrım ya.. o benim için yaratılmış. onu benim için yaratmışsın. nolur artık bana daha fazla eziyet etme..sonsuza kadar onunla olmama izin ver. huzurla ama.. sorunsuz.. nolur şu ters giden işleri yok et..

dünyaaa yeniden dönüyor...

sanırım kovboydan umudu kestim artık. çünkü gözüm görüyor başkalarını ve çevrem yavaş yavaş yalnız bilmeye başlıyor beni. ve içimdeki cin yine ortaya çıkıyor.. bizim okuldaki hayrettini anlatmadım degil mi? ( hayrettin dememin sebebi, şu face de ünlenen hayrettinin tıpkısının aynısı olması) geçen gün onlarla dışarı çıktık.. sinek, hayrettin, ve hayrettinin arkadaşı.. bana aşıkmış, aşkını falan itiraf etti bana nette, buluştugumuzda da sanki haberim yokmuş gibi gayet dogal davrandım, benim sinek e "ben bu salaktan çok hoşlanıyorum ama anlamıyor" demiş.. üzgünüm, çok eglenceli birisin, iyisin, komiksin ama ama bilmiyorum, içimi kıpratmıyorsun.. ama arkadaşı.. aaaaahhh ahhhhh, zaten hep böyle arkadaşlar bulurum ben!!! en yakın arkadaşı oldugu için olmayacak bi şey seçiyorum yine yani.. neyse grafik tasarımcısı çocuk, iş varmış benim de çizimim iyi diye birbirimizin facebookunu aldık falan (benimki bahane tabi) ama ilk mesaj atan oydu, hatta bugün görüşmek isteyende.. valla ben fingirdemedim, işi bahane ederek görüşme teklif etti. bugün görüşcez.. offff hayrettin offf.. biraz daha içinde saklasaydın olmaz mıydı! tüm her şeyi mahvettin. yazsam bile çocuk arkadaşına ihanet edip benle olur mu olmaz... işi var gücü var, düzgün. tam da bu sefer düzgün bulduydum aç bulmadıydım, bahtıma tüküreyim. şu an yanımda kovboy var, kafasını egip baksa yazdıklarımı görücek ama yapmayacagını biliyorum. ki görse de bi şey demeye hakkı yok ki.. beni istemeyen, git birini bul diyen kendisi, hırpalayan döven kendisi.. hadi bakalım hayırlısı olsun..
ps: lakabı, pörtlek olsun..

ana vatan şarıl şarıl kepaze etti beni...

bugün halk bankasının sınavı vardı. sende mi brütüs derseniz evet bende.. bi bok olacakmış gibi sabahın köründe koştur koştur gittim. o kadar sorumluluk sahibi bi insanım ki giriş belgesiz gidilmeyen sınava orda vardır nasıl olsa internet kafe diyerek giriş belgesiz gittim. allahtan bu sefer sorun çıkartmadı sorumsuzlugum, buldum kafe de son 10 dkk kala çıkarttırdım. otobüs duragına gittim, binecegim otobüsü bilmiyorum sorucam, "abi dokuzeyl.." diyordum ki tamamlamama izin vermeden, "104" dedi herif. artık kaç milyonuncu soransam.. bindim otobüse, her binen orayı soruyor. adam en son "tamam ben gelince çıgıracam hepinize geldik diye merak etmeyin" dedi.. neysew gittim sınav yerine, bi an noluyo lan yanlış yere mi geldim, kendi üniversitem mi burası diye tereddüt geçirdim. bütün bizim okul ordaydı.. dedim bizim zıkkımın dibi üniversitesinin baltasız elemanları.. barış, nazlı, adlarını bilmedigim simalarını bildigim tanıdıklar.. gittik kahve falan ohoo özlemişim okul keyfini.. du ya bundan önce bizim okuldan bi çocuk var ilk onu gördüm, ilk onunla konuştum. ama o olayı anlatmak için biraz geçmişe gidip onu anlatmam lazım. şimdi bizim okulda bi çocuk vardı, hiç konuşmadık ama hep birbirimize gözümüz takılırdı. istemsiz olur ya, birine bakrsın. hah işte öyle bişi. ama tek bende degil, onda da var.. karşılaşınca bi kitleniyoruz sonra da dönüp gidiyoruz. ve asla ve asla konuşmuyoruz.. neyse, bu kovboyun arkadaşını ilk gördügüm gün bara gittigimde tüm gün, okuldaki çocugu istiyorum ben istiyorum o çıksın karşıma, gelsin köşeden dönsün falan diye laf olsun torba dolsun diye konuşup duruyordum bizim sinege. sonra bara gittik oturduk, ben aşşagı sigara içmeye indim bi baktım bu çocuk! allahım dedim noluyor! içimde ne lanet var benim. diledim oldu, noluyo lannnn.... (o gün başka bi dilek daha dilemiştim ve o da oldu, o da şuydu ki, beni sevmese de olur artık birini seveyim noluuuuuurrrrr!!!!) neyse o gün de konuşmadık, bu böyle devam etti gitti. bugün kafamı bi kaldırdım bu çocuk, yine kitlendik. tam kaamı çevirecektim hafif bi gülümsedi, o an artık zamanı geldi diyerek, "yine mi sen!!!" dedim. afalladı bi, "her yerde karşıma çıkıyorsun, okulda, barda, orda burda, şimdi de burda mı buldun beni" dedim gülüştük derken barış derken nazlı derken derken koca bi grup oluşturuverdik.. sınav nasıldııı, ımmm genel yetenek süper ötesiydi. halen formülleri hatırlıyorum ya matematikten. ama alan pek fenaydı, hele ingilizce sorma gitsin.. neyse her şeyden özet geçtikten sonra asıl konumuza geleyim, sınavdan çıktım tuvalet arıyom kendime, tüm sınav boyu sallandım zaten a.q işiyecegim tuttu! bi tuvalet buldum bay bayan yazmıyor! ulan bayan mı bu ne acep derken, aman sokarım yoktur nasıl olsa biri altıma işicem lan diyerek ya bismillah daldım içeri ama depar atarak gerisin gerisi kaçtım. ama nasıl koşuyorum merdivenlerden hızıma şaşırdım. içerde ne gördün derseniz, arkası dönük iki erkek, önlerinde de pisuvar! yemin ederim o an o kadar tırstım, utandım, yerin dibine girdim ki anlatamam. yok yani abartmıyorum depar atarak kaçtım ordan. konumuz bu da degil elbet, çıktım buldum yine bizimkileri, kahve falan muhabbet derken gitme vakti geldi ve yola koyulduk. otobüse bi bindim altımdan bişiler akıyor. yok yaaa, olmaz, az önce tuvalete gittim yoktu bişi, yok yok yapmaz bana bunu. hem yapsa da benimki az oluyo zaten, çıkmaz derken, şarrrrrr.. anaaammmmm noliii lannn.. derken yanımdaki çocuk kalkınca kaymam gerekti, allahhh bacagıma bi ıslaklık degiyor pantolonum yer degiştirdiginden. "allam sen büyüksün nolur rüyada olim nolur ter olsun" derken elimi bi attım, allahım sana geliyorum dedim. hayatımda ilk defa başıma böyle bi şey geliyor ve napıcam bilmiyorum. anama msg attım duymuyor ki normalde duymama gibi huyu yoktur. sinek e mesaj attım ondan da tık yok agladım aglicam. otobüste mahsur kaldım inemem ben, inersem şar diye akarsa ya diye binbir çeşit şey düşünüyom.bi de yol tıkalı mı!! 2 saatten fazla sürdü anasını sattıgımın yolu. bi de aktarma yapmam gerek, bi de işe gidiyorum!!!! geç kalmışım işe zaten... allahım al canımı kurtar beni bu işkenceden diye allah ne verdiyse saydırıyorum içimden. neyse yapcak bişi yok diyere saldım çayıra indim bindim falan ulaştım iş yerinin oraya.. bayıldım bir dona 6,5 lira içime oturdu! bi de tuvaletten 1 liraya orkid aldım. iş kıyafetlerimi de giydim miydi tamam oldum. rahat bi nefes aldım sonunda diyordum ki agrım başlamasın mı.. bi de bugün en yogun gün.. offf lanet bi gündü anlayacagın..

27 Şubat 2012 Pazartesi

"BK"

yeni kıyafetlere yarın geçmemiz şerefine başlıgımın adını bk koydum. sırtımızda kocaman "BK" yazacak artık.. arkamızdan ne bok herif derler bundan sonra diye tahmin ediyorum. neyse konumuz bu degil, konumuz, zoraki kahvaltı meselesi. zorla paramızı aldı herifler ve kendi paramızla bizi kahvaltıya götürdüler.. neyse tahmin ettigim kadar kötü geçmedi de zaten ben bu incanlarla sürekli dip dibeyim anasını satayım. seslerini yüzlerini görmekten örggkk gelmiş artık. ulan hayatım sadece o iş yerinde geçiyor ve sadece o insanların yüzünü görüyorum.. bundan böyle kısaca bahsedip geçiyorum, böylece bunu da anılarıma eklemiş oluyorum. fazla ayrıntı yok zaten, öküz gibi tıkındım açık büfeden. bildigin bi dana yemiş kadar oldum. nereme gidiyor anlamıyorum ya, halen 48 kiloyum. boyumda 1,68 (sanırım)! bi de paso fotograf çektim. bildigin alemin fotografçısı gibiydim.. saatlerdir çektigim milyon tane fotografı yayınlayıp etiketlemeye çalışıyorum insanları.. ( sinek sadett diye çıgırıyorsun ordan biliyorum ama bu benim günlügüm, bunları da yazmam gerek. sırf asıl konuya geleyim diye özet geçiyorum zaten..) gelelim asıl konuya, az önce kovboy, bilgisayarı açık bi şekilde uyuya kaldııııııııııııııııııı.. bilgisayarına şifre koymuştu, en son sarı karı olayından sonra da şifresini bildigimi ögrenip şifresini degiştirmişti hatırlarsanız.. ve en son çarem olan telefonuna da şifre koyunca ben hepten onun özeline ulaşamaz olmuştum. tırnaklarımın hepsini bitirdim nasıl bulurum, nasıl ederim diye, lakin bi gün benim işe yaramaz arkadaşım sinek, ki bilgisayar konusunda olabildigince cahilken, benim bilmedigim bi olaydan bana bahsediverdi.. kayıtlı şifreleri görebiliyor imişiz... yihuuuuwww, o gün bu gündür bi fırsatını bulup bilgisayarına elimi süremediydim. adam tuvalete giderken bile oturumu kapatıyor sırf dokunamayım diye. amaaa... laaa laaa laaaa laaa laaaaaaaaaaa.... seviyorum seni sineeekkk...

26 Şubat 2012 Pazar

camışın sonu


dün kendime yeni hat aldım.. dur ya dün müydü o, ondan önceki gün de olabilir!yok yok dündü sanırım.. gerzek camış yüzünden!! aaaa ben o olayı anlatmadımmm diii miii???!! dur hemen özet geçivereyim. şimdi kovboy eski kırıklarından birini facebookuna eklemiş, ona da bi lakap takayım ımm, sarı sürtük demiştim digerine, bu da harbi sürtük olsun. sülük gibi kız, naptıysam kurtulamadım anasını satayım. her neyse işte harbi sürtügü eklemiş faceine nası dellendim, nası kavga ettim anlatamam, bunun üstüne camışı aradım face de, bulamayınca da telefon ettim faceini kapadın mı diye, kapamış, o ara aglamaklı oldugumdan konuşamadım kapadım telefonu. neyse sonra bunu ben msn den ekledim. bişiler yapmam lazım çünkü altta kalamam. sinirliyim agresifim, yapmalıyım yani bi şey. (bu arada ben kendimin a.q arkadaş. sinirlendigimde dönüp ekleyecegim adam bile gerzegin önde gideni, yareebbimm, ben bu adamı sevdim bi de! acaba aklıma o aralar kim sıçmıştı merak ediyorum!!) neyse ekledim işte sonra ertesi gün online gördüm, konuşayım dedim ama konuşmak bile içimden gelmiyordu o denli tiksiniyorum heriften. neyse selam kelam derken, dedim ki "seninlebukadar rahat konuşup içimin sızlamayacagı günler gelecegini o zamanlar söyleselerdi şaşardım" tabi bunun üzerine o da altta kalamaz hemen kendinden bişiler anlatmalı, yok kız arkadaşı varmış, yok çok seviyormuş, yok çok degişmiş falan.. bu gerizekalı sürekli sahte sevgililer uydurur durur, beraberken de ayrılıklarımızda yanlış mesajlar yollardı, sahte hikayeler uydururdu hep, ayrıldıgımızda da bi ton sahte sevgili uydurdu durdu sürekli.. işte bunun da öyle sahte olup olmadıgını denemek istedim, sanki sahte olsa yalanını hemen ortaya çıkartacak ya salak kafam işte, o an dalga geçme amacıyla söyleyiverdim "bana evlenme teklif etmiştin ya, hala geçerli mi diye soracaktım, tüh demek sevgilin var ve seviyorsun ha, kısmet degilmiş, neyse çıkmam gerek" diyip çat diye çıktım. aradan zaman geçti baya bi, msne girdigim ettigim yok zaten artık, girmiyorum bu muhabbeti de çoktan unutmuş gitmişim. bi gün işten geldim eve, biri beni eklemiş faceden. kız oldugu için kabul edip resimlerine bakayım dedim, tanıdıgımdır, kız ya hani nasıl olsa.. kabul ettim resimleri görünmüyor, msg attım "tanıyamadım" diye, gelen mesajsa "sen hangi hakla sevgilimi msnine ekliyorsunnn" siktir git gerizekalı dedim. seviyeni ilk cümlenden belli ettin, bıdı bıdı.. arayıp camışın agzına ettim ettim ettim ettim.. ama nasıl yırtıyorum kendimi çıglık çıglıga.. "saygısızzzzz" diye.. neyse, aradan zaman geçti yine, yine unuttum bunları, bi girim dedim msne, msne de eklemiş beni. dedim bi mail atayım düzgün, arada kötü ben olmayayım. iyilik yapayım ki işlerim iyi gitsin. gayet iyi bi mail atmıştım ki kız online oldu. konuşurken, söylediklerimden dellendi, salak herif yalanlar söylemiş yine, arada kötü olan ben oldum, yalancı olan ben oldum anasını satayım. neyse, bu geldi ortak konuşmaya sen napmaya çalışıyorsun diye. amacını biliyorum senin falan diyor bana! lan amacım ne gerizekalı! dönmek için götünü yırtan sendin yıllardır, ne amacım olacak benim! saydım sövdüm bende, kendini kurtarmak için bana bunları diyorsun ha diyerek. zamanında da bana yapıyordu işte bunları. kızlar mı dogru o mu dogru kafayı yiyordum. şimdi anlıyorum ki her zaman kızlar dogruymuş, bu yalancının önde gideniymiş.. ah keşke şunu da deseydim "degiştim degiştim diyordun, çok degişmişsin, halen yalancının önde gidenisin" diye.. ahhh, aklıma gelmedi o an..
ve biliyorum ki bu pislik ayrılacak o kızdan ve yine bana saracak. asla ve asla onunla ilgili bir şey duymak bilmek istmiyorum bu saatten sonra. saygımı zaten yok etmişti ama az da olsa bi saygım vardı, o da yok artık. sonsuza kadar bitti benim için. bi ara memlekete gidip evde kalan ona ait ne varsa toplayıp atıcam. hayatıma hiç girmemiş kadar yok edicem onu. bok herif!!.. adamın peşinde ben koşuyor gibi oldum ya.. pört! daha yılbaşında ölüyom geberiyom diye mesaj attı, şubattayız ulan. kaç gün geçti üstünden!! ayrılalı 3yıl olacak daha bir ay önceye kadar peşimde olan kendi, iki günlük karıya ben peşindeymişim gibi gösteriyor. git sen önce elindeki adım yazılı olan dövmeyi sildir, salak!! parmagında baş harfim, elinin üstünde de adımın tamamı yazıyor gerzegin.. onu tanıyan bütün insanlara bu olayı anlattıgımda hikayedir yoktur öyle biri, yazıyor kendisidir kız, diye tepki verdi.. hatta herkes aynı tepkiyi verdi.. ama neyse ney, artık çok oldu, bok herif!..

24 Şubat 2012 Cuma

yuvarlanıp gidiyoruz tüm millet olarak..


kovboyun iş yerinde bi çocuk var, gay.. bir süredir benim iş yerine gelip gidiyordu, şakasına kovboya dedim ki "hayırdır, begendigi biri mi var bizim ordan, malum bütün kasiyerler erkek" dememle birlikte, "eveett, biri varmış ama adını söylemem seninki söyler diyor" demesin mi!!! anında aklımdan geçen isim, "bay öküz" oldu. (bildigin çavo, egri burunlu, hanzonun önde gideni, göbekli igrenç bi herif) ay inanamıyorum kesin bay öküzdür dedim. gitmiş ona söylemiş seninki bay öküz mü diye, o da nerden biliyorsun diyerekten kendini ele vermiş.. velhasıl kelam, bugün daha dogrusu az önce, kovboy geldi söyledin mi çocuga diye sordu bana.. meger yine gelmiş bizim oraya ve soguk davranmış buna, hemen o da söyledim sanmış.. böyle bi şeyi nasıl söyleyebilirim ki allasen! "e şey, benim bi tanıdık var, buraya gelip duruyor, sana aşık olmuş, hani şu şeyde çalışan şey çocuk, ay gay işte, çok begenmiş aşık olmuş sana. ne dersin!!!".. örkk.. söyleyemem yanii.. ama agzımdan bi kız var, ona kaçırdıydım. ama söyleme diye de tembihlediydim acep söylemiş olabilir mi kiii?? yok yaa söylememiştir heralde..!..
komedi yaaa, benimki de teselli veriyor adama, sana degildir tavrı falan diye. yarabbim allaam büyük konuşmak istemiyorum ama başıma verme nolursun. çolugum çocugumu koru yarabbim. amin..

23 Şubat 2012 Perşembe

sakız...


şu kadınların sokakta sakız çignemeleri yasaklanmalı! vallahi yasaklanmalı.. agızlarının ortasına kapatıveresim geliyor. ulan insan kendini bu kadar mı kaybeder sakız çignerken!tiksiniyorum resmen ya,utanç verici yaratıklar.. aslında yanımda ayna taşicam, cakkıdı cakkıdı çignerken böyle agzını yamulta yamulta, tutuvercem aynayı yüzüne, kendinden tiksinecek.. çok pis koydum kafaya ya yapcam bunu..
işe gitmenin kötü yanlarından biri bu olsa gerek. hergün otobüse biniyorsun ve hergün bu insanlara maaruz kalıyorsun. hayır, sakız çignemenin de bi adabı var canım ya, o ne öyle yamuk agız gibi cakkıdı cak cak, agız yarım metre açıla açıla.. tutamicam kendimi bascam küfürü bigün de bakalım...

19 Şubat 2012 Pazar

diplomalı hamburgerciyim len var mı ötesi..

ayyy (igrenç kız tepkisidir, sürekli aylarız biz, niyedir nedendir bilinmez ama bir erkek "ay"lasa şaşıp kalırız! oysa ki biz karılarda da çok igrenç durur!!) çok yorgunuuuuuuuummm. bugün açılıştım, erken gidip erken çıkıcam diye seviniyordum.. tam çıkmama yakın bi baktım eneeee, abimler gelmiş sipariş vercek, kafayı "chute" den dışarı uzatıyordum nerdeyse.. heyecandan önlükle(önlükle servise çıkmak yasak!) servise atılmışım, tutup beni geri içeri attılar falan. neyse, elcegizlerimle yaptım olara ürünlerini yolladım. bi kalabalık bi kalabalıktı ki çok özen gösteremedim. ama niyeyse sanki ilk defa görüyormuşum gibi abimleri bi heyecanlandım ki anlatamam.
işten çıktım koşturdum yanlarına, sinemaya gidiceklermiş, beraber gittik, "karanlıklar ülkesi 4"e.. güzeldi film, emme ve lakin, devamı haftaya yapmışlar ve devamı malesef haftaya degil! onca süre merakla bekleyecegiz..
onun dışında mezun oldum bi de. geçtim seni geçtim!!! hep hocanın ismiyle söylüyorum bu dersin adını ama ona da lakap takmalıyım. olmaz, hayatımdaki hiç kimsenin gerçek adını vermemem gerek, ımmm ne olsuuuunn ki acep ki recep ?!!.. buldum, "cuma" olsun, evet evet, cuma olsun.
sen mi büyüksün ben mi ulen cumaaaaa, ezdim seni yendim işte, bitti, bitirdim. mezun oldum lannn! mezun oldum da halen hamburgerciyim. diplomalı hamburgerci.. napcam bundan sonra ben?? onca sene bunun için okudum çabaladım ettim eee, nolcak şimdi! hani iş.. hani para.. hani kariyer..
beri bara gittik geçen pazartesi degil ondan önceki pazartesi sinekle, off ne eglendim anlatamam. o gün girdiydim işte son sınavıma. iyi geçince sevinçle kutlama yaptık.. 11şubat da sinegin dogum günüydü. o günde çok eglendim.. ama bi sorun vardı ki, yazmayı düşündügüm çocuk sevgilisiyle gelmişti. kız da bi çirkin bi çirkin, daha dogrusu bi yaşlı bi yaşlı ki anlatamam. yazmayı düşündügüm çocuga da bi lakap koyayım, davul olsun, bateri çalıyor zannımca..
isimleri özetlersek,
ilk sevgilim, camış
şuanki, kovboy
en yakın arkadaşım, sinek
lisedeki en yakın arkadaşlarım, maki ve trip
okuldaki hocam, cuma
kovboyun arkadaşına, şapka demiş olmam gerek
bi de, benim 2 numaralı bahsini etmek istemedigim, o.ç var..
bi de yeni yazdıgım, davul..
sanırsam isimler bu kadar olsa gerek.
bi de beri deki garsonu begendim, lakin görsem tanımam, o denli sarhoştum. ona da, beri diyelim..
neyse şimdilik gidiyorum, gelicem

31 Ocak 2012 Salı

dayak yedim.

ve evet, dayakta yedim sonunda. bildigin top gibi sektirildim falan.. acılarını dün hissetmiyordum ama şuan bildigin tüm vücudum agrıyor.. inanamıyorum ya, dayak yedim. kovboy itinden dayak yedim.. bütün hakaretlerinizi memnuniyetle kabul edebilirim, ben kaşındım degil mi.. elin bi bok olmayan itine haddinden fazla deger verir haddinden fazla taviz verirsen olacagı bu.. elin armut mu topladı derseniz yok toplamadı, bende indirdim baya bi.. ya dayak yedim yaa, gülüyorum, dalga geçiyorum falan, bildigin dayak yedim. ben ki "bana el kaldırırsan biter, bıdı bıdı" eden insan..
acilen sevgili arıyorum. aciiiilennn.. hemen, şimdi..

30 Ocak 2012 Pazartesi

kıllarım genlerimden geliyor arkadaş, ben napayım..


geçmişe adım atmışken bi kaç olayı daha anlatmak istiyorum size. çok severek anlattıgım bi hikayem vardır küçüklügümle ilgili,
evin minigiyim, evin içinde kendi halimde koşturur dururum hep ben. evimizinde ince uzun bi koridoru var o zamanlar. koridorun bi başında salon diger başında da annemlerin yatak odası. ben salondan çıkmışım agır çekimde koşuyorum, annemse kendi odalarının içinde geldigimi görüyor ve -böyle filmlerde agır çekim gösterirler el kol hareketleriyle gelme yapma etme der gibi, hah işte aynen öyle- annemde gelmemem için çırpınıyor. lakin ben motoru takmışım, algılayıp durma safhasına geçemiyorum, koşarken agır çekimde, düşünüyorum "annem napıyor!!!" derken odaya ulaştıgımı, saga kafamı çevirip babamı arkası dönük gördügümü hatırlıyorum sonrasında da annemin apar topar beni odadan fırlattıgını hatırlıyorum. noluyor yeaaaa, dememe bile fırsat verilmeden kapının yüzüme kapandıgını bi de.. yıllar yıllar boyu bu olay kafamı kurcaladı benim, "annem beni niye odadan attı?" yaşım bayaca ilerledikten sonra farkettim ki, babam orda çıplakmış. lakin ben altında siyah bi pantolan var sanmıştım...

geçmiş geçmemiş midir..

küçükken herkesin bişiler yapıp büyüdügünde hatırlayıp utandıgı anıları olmuştur. benimde var.. off çok utanıyorum. anneme de yeni itiraf ettim zaten bu olayı. hayır kendime bile itiraf edemiyordum ama evet, yaptım ben bunu, yaptım arkadaş..
bizim müstakil evimiz vardı iki katlı, üst katta biz otururduk alt katta da kiracımız vardı. kiracımız yeni evli bi çiftti ve bi de bebeleri vardı. kendim çok büyükmüşüm gibi ben sürekli onlara çocuk sevmeye giderdim. neyse, kola şişesi gibi bişiyi bunlar kumbara yapmışlar ve o birgün şeytanla tanıştım ve beni dürtmeye başladı, her gidişimde pencereden arka bahçeye o kumbaradan bi kısım dökmeye başladım. sonra bi baktım bagımlılık yaptı. kendimi alamıyorum sürekli gidip döküyorum falan.. adamlar da hiç demezler miydi acep "ulan bu artacagına azalıyo lan" diye çok merak ediyorum!! neyse bi gün de babamın cegbine elimi attım kagıt paralar, offff, gözüm döndü.. çaktırmadan kaptım içinden bi kaç tanesini ve ben böyle böyle biriktirdim bayaaaca bi para. gidip harcasam bişiler alsam anlicam kendimi de biriktiriyorum 5 yaşında hangi hedeflerim için biriktiriyorsam artık.. neyse bi gün annemin çıglıgıyla kendime geldim.
"BU PARALARI NERDENNN BULDUNN SEEENNNNNNN!!!" diye yırtıyo kadın kendini. zulamı bulmuş! 5 yaşındaki zekamla iki saniye içinde kafamda bi ölçüm tartım yaparaktan babamın cebinden aldıgımı söylemenin en mantıklısı olduguna karar verip
"BABAMIN CEBİNDEN ALDIM BÖHÜÜ.." dedim. komşudan çarptıgımı söylesem kukumu yakacak belli, bilirim anamı, abimin elini bakkaldan sakız çaldı diye yakmış, okul çantasında silgi bulunca dayaktan pestile döndermiş ve tam böyle suyu çıkacak kısımda babam yetişip silgiyi ben aldım demiş falan.. öyle böyle bi kadın degil yani, hırsızlıga pek bi tepkili..
az dayak ve paralarımın elimden alınması sonucuyla yırttım olaydan. yalnız şuan o komşularımla karşılaşsam yüzlerine bakamam utancımdan. aklıma geldikçe bile yerin dibine giriyorum. bahçeye döker döker sonra gider toplardım!! allahım, rezalet!!

kam on beybi..

karar verdim bundan sonra bakımlı bi insan olucam. ulan götüm gibi karılar kendilerine bakıyorlar ve benden daha ilgi çekici oluyorlar bense ortalıkta sümük gibi dolaşıyorum.. neymiş, dogallık daha güzelmişşşş! siktir ordan, dogallıgına sokayım. evde kalıcam lan bu gidişle! sonra bi de lüks mekanlara takılcam bundan sonra. alsancak kuytu köşeleri ucuz diye oralarda takıla takıla açlıktan nefesi kokan adamlarla tanışabiliyorum anca. "heyyy ben metalciyim, yaşasın rock! yeahh adamımm, meeennn.. o yeaaa" diyen adamlar ya da "motorcu gençlik, biz kardeşizz" diye dolanıp birbirini düdükleyenler.. "bunlara son!!!" süslü püslü, tıkkıdı tık tık hanımefendi, şıkırdım kızlarından olup, doktor, mühendis, ve benzeri herifleri tanıyabilicegim mekanlara takılıp, "ay ben yapamam, elalemin götünü kaldırmak bana göre degil, utanırım o ne öyle" gibi lafları söylemeden gözümü öküz gibi herife dikip bakacagım.

28 Ocak 2012 Cumartesi

tam bir insan olmama az kaldı!!!...

okul bitiyor. inanamıyorum ya, kendimi bildim bileli okuyorum ve okumamak, ögrenci olmamak, artık tam bi insan olmak.. alışabilecek miyim bilemiyorum. "aaabiii ööörenciyim noolur yap bi kıyak" diyerek indirim yaptıramayacak mıyım yani şimdi ben! ya da otobüslere iki katı para mı verecegim!!
6 yaşımdan beri okuyorum ben arkadaş. nasıl tam bi insan olmayı becerebilirim ki..
ve en büyük korkum da çalışma hayatı. şuan ittire kaktıra nasıl olsa biticek diyerek devam ediyorum, ha bugün ha yarın bıraktım bırakıcam diye lakin tamamen düzgün bi işe sahip olup, emekli olana kadar ordan ayrılamayacagını bilmek ne feci bi duygu! kendimi ömür boyu aynı yere gidip gelirken göremiyorum. yapamam ben bunu ya hayır olamaz imkansız..
tek dersim kaldı. "cengiz"!!! lanet olası cengiz bıraktı yine.. önümde hem büt hem tek ders sınavı var.. eşek deilim ya geçerim diye herkesi kandırmaya çalışıyorum da fena tırmıyo degilim yani. cengiz bu, belli mi olur herifin işi..
onun dışında halen burger da çalışıyorum. bugün gitmedim, grip oldum anasını satayım sabahtan beri yataktayım bilgisayar elimde "gossip girl" izliyorum. ayıla bayıla izledigimi sanmayın haa zaman geçsin maksat.. aptal gençlik dizisi işte, salak salak aşk entrika hikayesi. kimin eli kimin cebinde, donunda belli degil. bigün o öbürünü götürüyo, diger gün digeri bi başkasını..
kovboyla da aramız baya baya düzelmişti ama eski sürtüklerinden birini ekleyince facebookuna ben de atar yaparak "o sürtük hayatında oldukça ben yokum" dedim ve o günden bugüne kadar yüzünü dahi görmemeye özen gösterdim.. bugün biraz gördüm ve tartıştık yine ve biraz laf kalabalıgı yaparak kafamı kurcaladı.. eklememiş sanırım. sordum söylemedi! ALLAH AŞKINA NE HALT KARIŞTIRIYORSUN BE HERİF! gizemli gizemli ayaklar.. siktirip dışarı çıktı zaten o orospu çocugu arkadaşıyla buluşmaya.. ona ne lakap takmıştım hatırlamıyorum, şapka mı demiştim acaba ???..
her neyse ekisi gibi günü gününe yazmayınca olmuyor. bundan sonra günü gününe yazmaya özen göstereyim bari. öpüldünüz..

2 Ocak 2012 Pazartesi

nerde kalmıştık...

şimdiii... bayagı bi zaman yazamadım. tabi ki bu dönemde geçenlerin hepsini yazamayacagım, elbet hatırlamıyorum :) ama şöyle bi özet geçecek olursammm, iki aydır burger king de çalışıyorum( elbette hangisi oldugunu söylemeyecegim) en son memleketteydim,kovboyla bitmişti ve agır bi depresyon içerisindeydim.. şuan izmir e döndüm ve iş buldum ve her şey normal devam ediyor. kovboy halen var. var da yok yani.. eskisi gibi..

dönüşüm muhteşem olacakkkk...

yaaa kusura kalmayasın söZlük, telefondan yazamaz olduydum, bişi yaptılar yazamıyordum. inan doldum yaniii.. anlatacak o kadar şey var ki.. lakin şuan çok yorgunum, uykusuzum ve yarın sabbahın köründe işe gidicem, uyumalıyım.. artık hep beraberiz. tüm maaşımı şu lanet olası mini minnacık şeye yatırdım!! lan bi ay gecemi gündüzüme kattım laynnn bennnnn... eşşek gibin çalıştım karşılıgına bak, minnacık bi kutu.. pört!

3 Ekim 2011 Pazartesi

Kıl yumaaa



Bu arada orman kaçkınına döndüm ha.. Her yanımdan kıl fışkırıyor, alamıyorumda. Sıççam epilasyonuna.. Bit gari bit! Kurtulayım derken hepten kıl yumagına döndüm.

29 Eylül 2011 Perşembe

Bir şeylerin sonu, yeni şeylerin başlangıcı..

Yazma cesaretini buldum kendimde sonunda. Pek fenaydım günlerdir, istesemde yazamazdım zaten.. Bitti kovboyla. Dedigim gibi gözlerinde görüyorum artık bana olan sevgisizligini. Hala kabullenemesemde elbet kabullenecegim, bittigini de hala inandırıcı bulamıyorum inan. Ama bitti işte, gerçekten bitti.. İçimde kendi kendimi kandırmaya çalıştıgımın farkındayım. Olabildigince vurmaya çalışıyorum yüzüme gerçegi, ezmeliyim o salak umutlu aptal iç sesimi.. Bagıra bagıra bitti desemde içimdeki aptal hala umut baglıyor, tutunmaya çalışıyor bazı dallara. O dalların çatlaklıgının farkında olsa da gözlerini yumuyor, görmemeye çabalıyor, farkındayım, her şeyin farkındayım. İç sesimin yapmaya çalıştıgınında farkındayım, gerçeginde.. Kabullenemiyor elbet insan, geçmişe tutunmaya çalışıyor, ama ama böyleydi, ama o seviyordu, ama bana bunu yapıyordu, bunu demişti, bak şimdi de böyle yapıyor acaba bunu mu demek istiyor.. Altını eşeledigim basit şeylerin altının boşlugunun farkındayım. En çok bu farkındalıklık durumu canımı acıtıyor işte. Kapatıyorum gözümü görmemek için. Ama kapatsamda hayali gözümün önünde ve bana basbas bagırıyor, bitti sophii!bitti! Kabul etsende etmesende bitti! Seve seve etmezsen, sike sike edeceksin! Bitti!

Evime geldim. Anneme anlatacagım diyerek. Binlerce insana sora sora annemi gelmeden hazırlaya hazırlaya geldim evime. Her şeyi anlatacaktım, camışı, kovboyu, kovboyla aynı evde yaşadıgımı, vs.. Tüm içimi boşaltıp rahatlayacagıma inandım ama anlatamadım. Kıvırdım. Gözlerindeki yorgunlugu gördüm çünkü, üzgünlügü.. Onu daha da yıpratamazdım..

Bugünse doktora gittim, psikologa, yeni bi hayat bekliyormuş beni, öyle diyor.. Nefes terapileri, egzersizler, kitaplar, hipnoz, vs.. Denicekmişiz her şeyi, güvenmeliymişim ona, ardıma baktıgımda gülecekmişim bugünlerime.. Sevecekmişim hayatı yeniden, mutlu olacakmışım, sigarayı bile bırakacak, tüm önyargılarımdan kurtulacakmışım.. Unutturacakmış bana geçmişi.. Hadi bakalım.. Ben çabalayacagım ama. En çok ben çabalayacagım. Kovboya inat hayatımdan zevk alacagım. Ona inat çok mutlu olacagım! "benle evlenmeyi düşünmüş, meger aşmışmış geçmişe olan takıntısını, teklif edecekmiş ki evlilik teklifi, ben mahvetmişim. Saçma hareketlerimle, mutsuzlugumla, negatif enerjimle.." ulan, onca emek harcadım ben be, onca eziyet çektim, onca umut besledim, bu bana söylenecek laf mı ulan! Ben geçmişi silmek adına ne eziklikler yaşadım, ne tavizler verdim, kıçı kırık mutsuzluk mu bozdu onca emegimi yani.. Ben miyim o mutsuzluga sebep olan! Sen bana hergün istemedigini söylerken zil takıp oynamadıgım için özür dilerim, özür dilerim neşe saçamadıgım için.. Sana inat çok mutlu olacagım, dişimi tırnagıma takıp çabalayacagım ve mutlu olacagım.. Geçmişimi silip atacagım. Yakamdan atacagım o lanet geçmişimi.. Her şeyi ama her şeyi unutup temiz bir sayfadan başlayacagım hayata..

Doktorun dedigini yaptım. Ne varsa geçmişte kötü şeyleri hatırlatan attım. Zaten fazla bir şey yoktu, tek camışa ait şeyler vardı bi kaç parça, deştim evi ve ne varsa attım. "o.ç m" (bundan hiç bahsetmedim, bahsetmicemde ama özetle tam bir orospu çocugudur kendisi adı "o.ç m" olsun o sebepten) ye ait bir şey yok zaten bende, "kovboyun arkadaşı" na ait de bir şey yok, sildim şuan. Burda bile bahsetmeyecegim bir daha, hiçbi yerde hiç bi şekilde.. Yoklar, olmadılar, hayatımda tanımadıgım insanlar onlar.. Kovboyu silemem henüz, o taze, kıyamadım da bir şeyine dokunmaya, mesajlarına bile dokunamadım, hatta adına, hala ördek diye kayıtlı telefonumda.. Degiştiremedim, ama zamanla..

Numaramı degiştirecegim, facebookumu temizleyecegim, onları hatırlatacak hiçbir şey bırakmayacagım. Arkadaşlarımı da uyaracagım, yoklar, kimse bana bunlarla ilgili tek kelime etmeyecek, ben bakireyim, ben o insanları tanımıyorum, hiçbir zamanda tanımadım.. Doktor kontrolüne de gidip gerekenleri yapacagım ve bir daha kendi kendime bile asla bu konulardan bahsetmeyecegim. Bitti. Bu son onların geçen bahsi. Şuan siliyorum hafızamdan ve bir daha da asla gün yüzüne çıkmalarına izin vermeyecegim.. 6 yıllık ilişkim falan da yok benim. Sevmedim ben kimseyi.. Şuan kovboyu silemedigimden o var hala ama onu da silecegim. Ona da hazır hissettigimde kendimi, yok edecegim onunda varlıgını.. Bu beyin benim. Ona ben hükmederim. O bana degil! Ben degerliyim. Ben dünyadaki en degerli şeyim. Bu dünyadaki en özel, en önemli şey benim ve kimsenin en önemli gördügüm şeye zarar vermesine izin vermeyecegim. Ve kendim de gözümden bile sakınacagım... Zamanı gelecek, her şeyin zamanı gelecek, sırayla.. Çok mutlu olacagım. Bu dünya, benim için dönüyor. Bana bir şey olduktan sonra dünya artık benim için dönmeyecek ve ben benim için döndügü müddetçe bunun farkında olacagım ve yaşadıgım her günün benim için bir armagan oldugunu kabul edip zevk alacagım. Düşünsene, benim varlıgım için koca bir dünya dönüyor, çiçekler çiçek açıyor, fırıncılar ekmek yapıyor, insanların hepsi benim varlıgım için çaba harcıyor.. Her şey benim için. Ve ben onların çabalarıyla var oluyorum.

18 Eylül 2011 Pazar

Sevgilim benden sıkıldı napmak gerek doktor beyy!

1) büyü yaptırabiliriz, ama genelde ters teper, duracagı varsa da çocuk kaçarak gider

2) dua okuyabiliriz, cenabetim hiç bi duam tutmaz anasını satayım, lanet olası dövmeler, siyah sekizine sokayım!

3) aşırı ilgi, kendini bi bok sanıp, daha da götüm götüm kaçıyorlar vallahi, üstüne düştükçe nazlanıyor.

4) umrumda degilsin tavırları, dozajı ayarlayamayıp hepten kaybetme şansı yüksek, zati herif sıkılmış, iyice topuklayabilitesi yüksek.

5) kıskandırma, benimkinde etkili degil, daha da canavarlaşıp uzaklaşıp hıncını da benden çıkarıyor.

Aklıma başka bişi gelmiyor. Napcam yaaa benn! Nolur bi mucize olsun. Nolur tanrım bi mucize yarat ve öküzü insana çevir. Prenses kurbagayı öpmüş prens olmuş. Ben fazlasıyla bi öküz öptüm, bi kıyak yap bana da yaa, lütfenn..

Uçtu kuşum elimden..

Kovboy beni iplemiyor. Hep kavga ederdik ama bi şekilde barışırdık aynı evde oldugumuzdan. Bu sefer ne denediysem işe yaramadı! Gözlerinde, bakışlarında boşluk görüyorum. Sözlerinde de.. Bitirmiş! Kendin ettin diyor, bitirdin yavaş yavaş diyor. Huysuzlugun, mızmızlıgın, mutsuzlugun.. Ne nalet bişiymişim de farkında degilmişim! Ulan it, sen yapmadın mı beni böyle.. Sen hergün kan aglatırken nasıl ben mutlu mesut olurdum! Sen hergün geçmiş geçmiş derken ben nasıl mızmızlanmadan dururdum....
Lan valla bitmiş lan. Çaresizim. Her şeyi denedim. Gerçekten umrunda degilim. Gayet farkediliyor.. Ya biri var aklında ya da gerçekten sabrı bitti, sıkıldı, vs..
Şimdi memleketinden arkadaşı geldi ve aldı çocugu gecenin bu saatinde götürdü.. Nere gitcekler! Sik gibi beni bıraktı gitti. Asla yapmazdı bunu!

10 Eylül 2011 Cumartesi

Başlıgında..!

Fuarında, konserinde, lunaparkında, işinde, kovboyunda, sevgininde, sevmeninde.. Siktigimin hayatı..